Zooey Deschanel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zooey Deschanel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bridge to Terabithia
00:04 |
Etiketler:
2007,
Aile,
AnnaSophia Robb,
Bailee Madison,
Bridge to Terabithia,
Dram,
Ekşi,
Eleştiri,
Gabor Csupo,
Josh Hutcherson,
Kate Butler,
Macera,
Review,
Robert Patrick,
Terabithia Köprüsü,
Yorum,
Zooey Deschanel
Çocuk filmi deyip sadece kapağına ve ismine bakılarak geçilen onlarca filmden biri. Bir çoğunda haklılık payımız var aslında. Başrollerinde çocukların olduğu çoğu film sadece o yaş grubuna hitap eder genellikle ama bu film biraz daha farklı. 2007 yapımı filmi ilk olarak yine o yıl bir pazar sabahı Show TV'de izlediğimi hatırlıyorum. O zaman başrollerdeki çocuklarda yaşıtım olduğu için sıkılmadan izledim. Ancak dün tekrar izledikten sonra şimdi çoğu yaş grubuna hitap edebilecek bir film olduğuna kanaat getirdim.
Birbirlerinden başka arkadaşları olmayan, hayal güçleri gelişmiş iki çocuğun hikayesi. Jess ve o bölgeye yeni taşınan Leslie kısa bir süre sonra yakın arkadaş olurlar. Sadece kendilerine ait olan bir yer bulmak isterler ve bulurlar. Adını da Terabithia koyarlar.Kendi kafalarında çeşitli düşmanlar canlandırarak eğlenirler ancak filmin can alıcı kısmı sonlarına doğru gerçekleşiyor ki benzeri yapımlardan ayrılmasında bu kısmı önemi büyük.
Pan'ın Labirenti'inden cesaret alınarak yapılan bu ve bunun gibi yapımlar artık eskisi gibi sadece çocukların ilgi göstereceği şekilde yapılıyor. Kıymetini bilin. Klişelere değinmeden geçemeyeceğim. Bildiğiniz Amerikan lise klişeleri. Mesela serseri çocuklar yalnız ve herhangi bir konuda yetenekli çocuğu ezmeleri gibi. Ama en çok merak ettiğim bir öğrencinin tanışmadığı başka bir öğrenciye neden ad-soyad şeklinde hitap eder. Yani ''Bugün Mahmut'u gördün mü?'' yerine ''Bugün Mahmut Tuncer'i gördün mü?'' demek gibi. Gereksiz.
Read User's Comments(0)
Almost Famous
01:32 |
Etiketler:
2000,
Almost Famous,
Billy Crudup,
Cameron Crowe,
Dram,
Ekşi,
Eleştiri,
Jason Lee,
Jimmy Fallon,
Kate Hudson,
Müzik,
Penny Lane,
Review,
Rock,
Rock'n Roll,
Soundtrack,
Şöhrete Bir Adım,
Yorum,
Zooey Deschanel
Rock'n Roll ölmüş olabilir ama ruhu albüm ve bazı filmlerde dolaşıyor. Bu da o filmlerden biri. 60 ve 70'lerde popülaritesi hat safhaya ulaşan bu müzik türü bir neslin vazgeçilmeziydi. Bu müziğin duyulmasında başrol oynayanlardan Elvis Presley'nin yeri doldurulmakta zorlanılmadı. The Beatles, Led Zeppelin, The Who ve daha bir çok grup türedi. İşte tam da bu yıllarda geçiyor film. Yani filmin kapağına ve ismine bakıp oyuncu olmaya çalışan bir genç kızın bu uğurda neler yaptığının anlatıldığı bir film gelmesin. En azından bana öyle gibi gelmişti.
Çocuklarını tek başına büyüten baskıcı ama iyi bir anne olan Elaine yüzünden evi terkeden Anita küçük kardeşi William'a plaklarını bırakırken bunların onu özgür yapacağını söylemiştir. Üniversite dönemine gelen William, gruplarla ilgili yazılar yazmaktadır ve bir gün iş alır. Black Sabbath grubuyla ropörtaj yapıp inceleme yazması gerekmektedir ancak içeri giremez. Black Sabbath'ın ön grubu olan Stillwater'la beraber içeri girer ve müzik tarihinin en ünlü dergilerinden biri olan Rolling Stone dergisi tarafından onlarla ilgili bir şeyler yazması istenir. Bu süreçte de Penny Lane ile tanışır ve olaylar gelişir.
Kate Hudson'ın canlandırdığı Penny Lane karakteri oldukça gizemli. Bir kere gerçek ismini en yakınındakiler bile bilmiyor (Penny Lane takma adı aynı adlı The Beatles şarkısından geliyor). Kate Hudson başta olmak üzere oyunculuklar gerçekten çok iyi. Russell Hammond karakteri ise görünüş itibariyle çakma George Harrison gibi durmuş.
Aynı dönemleri anlatan ancak müzikle bir ilgisi olmayan October Sky filminden bir replik geldi aklıma filmi izledikten sonra:
Adam: Sovyetler ilk uydusunu uzaya fırlattı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz çocuklar? Önemli bir olay, değil mi?
Genç: Bırak uzay boşluğu da onların olsun. Rock'n Roll bizim nasılsa.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)