Footer Logo
.
.
.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
RSS
Woody Harrelson etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Woody Harrelson etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

The Hunger Games: Catching Fire


    Bir kitapçıya gittiğinizde klasikleri saymazsak garanti bulabileceğiniz bir kitap serisi Açlık Oyunları. Okuyucu kitlesi gözlemlediğim kadarıyla 16-19 yaş civarında. Tahminimce filminin izleyici kitlesinde de büyük bir yeri var bu yaş grubunun. Kitabına sayısız kere denk gelsem de hiç aklımdan hiç almak geçmedi. Galiba pek sevmiyorum bilim kurgu tarzı kitapları okumayı. Seyri daha hoş geliyor. Herhalde bir çocuğa da okuma alışkanlığı kazandırma konusunda iyi gelir diye düşünüyorum. Yan etkileri ise öldürme, hainlik ve çıkarcılık olarak geri dönebilir.
 
    Serinin ikinci filmi olan bu yapımı ilk filmi izlemeden önce izlemeniz anlamsız. İlkini izlememiş ve hala yazıyı okumaya devam ediyorsanız en azından bi' taraftan da filmi indirin. Daha legal yollara başvurup satın alabilirsiniz de. Üstelik fiyatı sadece 19.99$. Yapım şirketinin filmin yanında 1 değil 2 değil tam 2,5 kavanoz Bal Parmak dağıttığını geçen yıl filmin galasında konuşmasını gerçekleştiren Bal Parmak ceo'su açıklamış ve haber Amerikan basınında geniş yer bulmuştu. Bu akıl dolu pazarlama stratejisinin karşılığını fazlasıyla alan film, Bal Parmak firmasına jest olsun diye gelecek filmin bazı sahnelerini İstanbul Güngören'de çekmeyi planlıyor.
 
    Bu kadar saçma geyikten sonra hala okumaya devam eden var mı diye merak etsem de şu andan itibaren ciddi bir tavır takınıp kısaca konuyu anlamak istiyorum (İlk filmi izlemeyenler için ağır spoiler içerir); Oyunlardan sağ çıkan Peeta ve Katniss bu kez her 25 yılda bir düzenlenen ve daha önceki oyunlardan sağ çıkan insanların katıldığı 75.Açlık Oyunlarına katılmaya mecbur bırakılıyor. Bu sırada ise bütün mıntıkalarda isyan ateşi büyüdükçe büyüyor.
 
    İlk gördüğüm andan itibaren Gezi Parkı Direnişi'ne çok benzettim filmdeki olayları. Bir yandan halkı türlü şeylerle uyutmaya çalışan, şiddet ve korku ile baskı altına almaya çalışan bir yönetim, diğer yanda ise artık kendine dayatılanı yapmaktan sıkılmış özgürlüğü elinden alınmaya çalışılan ve bu gidişe dur demek isteyen halk. Bu yönüyle de sadece oyunları anlatıp kimin hayatta kalıp kalmayacağından çok bir isyan hikayesi ortaya çıkmış.
 
    Serinin sinemaya kattığı ne var derseniz Jeniffer Lawrence derim. Bir kaç filmde oynamış olsa bile bu seri sayesinde kendini gösterme fırsatı buldu ve 23 yaşında olmasına rağmen şimdiye dek çok önemli ödüller kazandı. Futboldaki ''Messi mi? Ronaldo mu?'' tartışmasının ileri boyutlarından biri olan ''Messi kolaysa gitsin İngiltere liginde de böyle oynasın.'' sözü Jeniffer için geçerli değil çünkü bu seri dışında Umut Işığım filminde de çok başarılı bir oyunculuk sergileyip tek maçta parlayıp bir anda ortadan kaybolan genç futbolcular gibi olmayacağını gösterdi.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Now You See Me


    Sihir'i insanoğlunun eski çağlarda olduğuna inanılan şimdiyse eğlenme aracı olarak kullanılan kandırmaca olarak tanımlayabiliriz. Eskilerde cadı adı vb. isimlerle adlandırılan sihir/büyü yaptığı iddia edilen bir çok kişi öldürüldü. Tabii artık daha masumane bir hal aldı bu olay. Öyle ki insanlar bu illüzyonları görmek ve bilerek kandırılmak için tonlarca para döker oldu. Böylece sihirbaz veya illüzyonist denilen kişilerin sayısı arttı ve alternatif bir meslek halini aldı.
 
    Hollywood'da hemen hemen her 5 yılda bir sihirbazlık çatısı altında filmler yapıyor. Bunlardan en beğenileni başrolünde Christian Bale'nin oynadığı Prestij filmi. Böyle filmlerin genellikle sonlarında seyircinin matık hatası olarak değerlendirmemesi ve merak içinde kalmaması için yapılan artık her neyse açıklanır.
 
    Seçilen 4 sihirbazın bir amaç uğruna takım olarak neler yaptıklarını anlatıyor film. Merak unsurunu üst düzeyde tutmuşlar ki en önemlisi de bu. Siz nasıl yaptılar diye düşünürken başka bir numara ile yeni bir gizem daha ortaya çıkıyor. Dertleri bu işten para kazanmak değil, halkın sevgisinin kazanan modern Robin Hood gibiler. Kim sevmez ki Robin Hood'u?
 
    Her rolün altından kalkan adam Morgan Freeman'ın rol alması beni filme çeken etkenlerden birisi. Ama en çok Sosyal Ağ filminde harika bir oyunculuk sergileyen Jesse Eisenberg'in performansını merak ettiğim için izledim. İzlerseniz pişman olmazsınız diyemeyeceğim. Sadece merak ettirmek de bir yere kadar. Onun dışında da güzel bir hikaye istiyor insan.
 
    Filmin yan etkileri ise izledikten sonra kendinizi Google ve YouTube'nin arama motorlarına sihirbazlık numaraları, şu nasıl yapılır tarzı kelimeler yazarken bulabilirsiniz. Yaptım mı yaptım. Çok da iyi güzel oldu yüzük kaybetme numarasını öğrendim. Sihirli Annem'de de denildiği gibi ''Sihirli Günler!''.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS