Footer Logo
.
.
.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
RSS

Rush

    
    Motor sporlarıyla hiç ilgisi olmayan birini F1 tutkunu haline getirebilecek bir film. Yarış sırasında sürücülerin nasıl bir psikoloji içinde olduklarına da çok yakından tanık olabilirsiniz. Hızlı ve Öfkeli tarzı bir film olmadığını da baştan söyleyeyim. Sıradan yarış filmlerindeki aksiyon ve bayağılık yerine daha heyecanlı, duygulu ve aynı zamanda bir spor filmi izleyeceğinizi söylemek yanlış olmaz.    
 
    Aynı dönemde birbirlerine zıt iki yarışçının nasıl başarıyı yakaladıkları anlatılıyor filmde. Ama asıl önemli olan başkalarıyla değilde birbirleriyle olan mücadeleleri. James Hunt ve Niki Lauda adındaki iki pilotun gerçek hikayesi üzerine çekilmiş bir film. Hunt rahatına düşkün ve nispeten insanlar tarafından (özellikle kızlar) sevilen bir pilotken, Lauda daha disiplinli, kendini işine adayan evden işe işten eve tarzı bir adam. İkisinin de birbirlerinde kıskandıkları özellikler olduğu için aslında bu mücadele.
 
    Geçtiğimiz yıl yapılan Oscar ödül törenine en iyi film dalında aday olmaması birçok kişi tarafından eleştirilmişti. Hiç de haksız sayılmazlar aslında. Daha önce sırf bir Amerikan operasyonunu anlattığı için Argo'ya ödül veren bir kurumdan adil davranmasını beklemek ne kadar doğrudur onu da bilemiyorum. Son zamanlarda yapılmış en iyi biyografik film olduğunu söylemek iddialı olmaz. Özellikle iki sporcunun da hayatının derinlemesine incelendiğini düşününce.
 
    İzledikten sonra iki sporcunun da gerçek resimlerine veya videolarına bakabilirsiniz. Oyuncuların fiziksel olarak da çok iyi seçildiklerini anlayacaksınız. İzlerken bir sahne sırasında eskiden arada bir izlediğim yarışlar aklıma geldi. Küçüktüm o zamanlar ama yarışların başlarını kaçırmamaya çalışırdım sırf kaza olsun da göreyim diye (nasıl bi' kafaysa artık). Filmden ve onca yıldan sonra tekrar izleme isteği geldi. Ama bu kez sonuna kadar.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

0 yorum:

Yorum Gönder